"Girmeden tefrika bir millete düşman giremez

      Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez."

 

      Literatürde 24 Kasım tarihi öğretmenler günü olarak yerini alarak, öğretmenin emeği ve değeri senede sadece bir günde hatırlanan hale gelmiştir. Oysaki Hz.Ali" Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." sözü ile biz öğreticilere yüklediği payenin ne kadar ulvi bir görev olduğunu en güzel şekilde ifade ederek asıl değerine vurgu yapmıştır.

 

     Öğretmenlik tüm ulvi özellikleri bünyesinde barından en kutsal meslektir.   Bu kutsallığın değerini kaybetmemek adına öğretmenlik mesleğine en doğru bakış açısı öğretmen ne değildir? Sorusunun cevabı, oluşturmaktadır.

Öğretmen ne değildir?

       Öğretmen sadece bir nakledici değil, bir memur, bir esnaf değildir. Eğer böyle kimliklerle öğretmenlik mesleğini birlikte değerlendirirsek, öğretmenliği hakikatinden uzaklaştırdığımız gibi mesleki itibarını da zedelemiş oluruz.

 

     Bir şeyi tanımlarken  ''ne olmadığını'' ifade ettikten sonra ''ne olduğunu'' farklı boyutlarıyla ortaya koymak gereklidir. Başka bir deyişle önce yanlışı tahliye, sonra doğruyu ikame etmek gerekir

     Bu bağlamda öğretmen her şeyden önce kendine teslim edilen tertemiz ruhlara, dimağlara şekil veren, bir ruh sanatkârıdır ki, eseri önce kendini sonra çevresini sonra ülkesini ve evrensel boyutta tüm insanlığı aydınlatan bir güneş ya da her şeyi karanlıklara boğan bir gece olur.

 

      O, yetiştirdiği öğrencileri ile kendi yaşadığı dönemi, hatta çağını aşan gelecek mimarıdır. Bunun için önce elindeki malzeme olan öğrencisini tanıması ondaki cevheri keşfetmesi gerekir.

 

    Öğretmen kimi öğrencisine ufukları gösterirken kimine de ayağının ucunu göstermelidir.

Tüm öğrencilerini aynı şekle girmeye zorlamak her iki uçtakilere zulmetmek sonucuna götürür bizi. Biz biliyoruz ki; öğretmen asla zulüm etmez O en doğruyu, en güzelini yapman saygın bir kişiliktir.

 

   Öğretmen tüm nefsi hırslardan, toplumsal baskıdan ve şekilden arınmış olarak öğrencisini aldığı yerden, sağ salim selamete ulaştırmayı kendisine amaç edinir. Çünkü öğretmen toplumsal anlamda öncü ve örnek, bireysel manevi özellikleri bakımından da modeldir.

 

    Velinin nazarında öğretmen ise, gelecek kuşakların güvencesi, eğitim ve kültür aktarımında da en büyük değerdir. Bu değerin hayat bulmasında öğretmen,  mesleğini icra ederken, bireysel davranışlardan kaçınmalı ve tolerans sahibi olmalıdır. Bunu beklerken de elbette öğretmenlerimizin çalışma ortamlarının rahatlatılıp şartlarının iyileştirilmesini göz ardı edemeyiz. Her şey birbiriyle bütünlük içinde kabul görmeli. Çünkü öğretmenlerimiz emekleriyle, sahip olduklarıyla ve kattıklarıyla da her şeyin en güzelini hak etmektedirler.

 

     Ve Öğretmenlik asla atama ile gelinen bir meslek değil dokunduğu yüreklerde kök salıp da onunla yeşeren, yıllara meydan okuyarak hafızlardan silinmeyen ilk günkü tebessümü dudaklardan hiç eksilmeyen ve eksilmeyecek olan bir payedir.

 

      Ne çok şeydir öğretmenlik, ne kelimelere ne de yüreğe sığıyor. Tüm bunları zikredince sorumluluğumuzun da değerimiz kadar büyük olduğunu anlıyoruz aslında.

 

     Biz çok büyük bir camianın parçasıyız. Çok büyük ve güçlü bir ülkenin geleceğini inşaa eden değerli meslektaşlarım hep birlikte gelecek için inançla, fedakârlıkla, hoşgörüden taviz vermeden her fikri, her rengi kucaklayarak yarınlara birlikte huzur dolu yol almamız dileğiyle

 

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.

 

 

                                                                                                                         Muhammet BEŞİR

 İlçe Milli Eğitim Müdürü