YALOVA ÇİFTLİKKÖY İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Çiftlikköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Muhammet BEŞİR in 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı

         Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlere büyük değer vermiş, onların yetiştireceği nesillerin ülkenin geleceğini şekillendireceğine işaret etmiştir.
Çiftlikköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Muhammet BEŞİR in 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı

        Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ilk emri bildiğiniz gibi, “İkra”, yani “Oku”dur. Okumanın, bilgi sahibi olmanın önemine bir çok yerde vurgu yapar kutsal kitabımız. En büyük öğreticinin de bizzat yaratan olduğuna da işaret ediyor. ‘’Yaratan Rabbinin adı ile oku. O insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku insana bilmediklerini öğreten, kalemle (yazmayı) öğreten rabbin en büyük kerem sahibidir..:” (Alak Suresi)

       Dört halifenin sonuncusu Hz.Ali’nin meşhur sözü de öğreticilere dinimizin verdiği değerin en güzel şekilde ifade etmektedir. Şöyleki: “Bana bir harf öğretenin kırk yıl  kölesi olurum!” Öğretmene gösterilmesi gereken saygıyı bundan daha iyi anlatan bir söz az bulunur.

        Öğretmenlerin değerini takdir edenlerden birisi de Büyük İskender´dir. “Babam beni gökten yere indirdi, hocam yerden göğe yükseltti.” diyen İskender, hocasının kendisini manen yükselttiğini ve yücelttiğini anlayıp, takdir ederek ona gerçek değerini göstermiştir.

                Tarihimize bir göz attığımızda görürüz ki, atalarımız öğretmenlere layık oldukları değeri vermişlerdir. Onlara maddi yönden doyurucu ücretler verirken, manevi yönden de gerekli olan ilgi ve takdiri esirgememişlerdir. Fatih Sultan Mehmet gibi bir Padişah, Molla Güranî ve Akşemseddin gibi hocaların terbiyesi sonucunda, genç yaşına rağmen İstanbul´u fethetmesinden dolayı gururlanmamıştır. Fatih hiç bir zaman hocasına karşı saygısını bozmamış ve her zaman elini öperek hayır duâsını almıştır. İstanbul´a girerken kendilerini çiçek yağmuruna tutan Bizans halkına, “O çiçeklere asıl layık olanın hocası olduğunu ve çiçeklerin ona sunulması gerektiğini” ifade etmiştir. İşte bu olay, öğretmenin hakkını teslim ve öğretmene saygının tarihimizdeki en güzel örneğidir. Yavuz Sultan Selim´in Mısır Seferi sonrası dönüşünde yanında hocası Anadolu Kazaskeri İbn-i Kemal de bulunmaktadır.

           Ordu ilerlerken bir ara çamurla kaplı bir sahadan geçilirken İbn-i Kemal´in atının ayağı sürçer ve yerden sıçrayan çamurlar padişahın kaftanını kirletir. Bu durum karşısında azameti padişahın tavrından endişe edilir. Büyük âlim İbn-i Kemal, başını önüne eğer ve endişeli gözlerle beklerken padişah “Hocam üzülmeyiniz. Sizin gibi bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir.” ifadelerini kullandıktan sonra kaftanını çıkarıp, “Vasiyetimdir, öldüğüm zaman bu kaftanı sandukamın üzerine sersinler.” der. Hocasına verdiği değeri gösteren Yavuz´un vasiyeti de yerine getirilir ve çamur sıçrayan kaftan, sandukasına örtülür.

         Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlere büyük değer vermiş, onların yetiştireceği nesillerin ülkenin geleceğini şekillendireceğine işaret etmiştir. Atatürk, dünyanın en saygı değer unsurlarından biri olarak işaret ettiği öğretmenlerin, halk ile iç içe olması gerektiğini ve yetiştirecekleri öğrencilerin fikren, ilmen ve bedenen üstün meziyette olacak şekilde eğitilmesinin amaçlanmasını istemiştir. Bakın neler söylüyor öğrenmenin ve öğretmenin önemiyle ilgili Ulu Önder:

        “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz millet adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona alelade bir kitle denir; millet denemez. Bir kitle, millet olabilmek için, kesinlikle eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır.

Mustafa Kemal Başka bir sözünde öğretmenlere hitaben; “Onlardır ki, bir toplumu gerçek millet haline koyarlar. Bizim milletimiz elbette dünyanın takdirlerine hak kazanmış bir toplumdur. Fakat onu lâyık olduğu şeref derecesine eriştirecek sizlersiniz. Millet, memleket, Cumhuriyet sizden yüksek hizmet beklemektedir.”

            Atatürk, öğretmenleri birer kültür neferi olarak değerlendirirken şöyle söylemektedir;  “Okullarda öğretim görevini ve güvenilir ellere teslimini, memleket evlâdının, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini temin için öğretmenlik diğer serbest ve yüksek meslekler gibi aşama aşama ilerlemeye ve herhalde refah teminine elverişli bir meslek haline konulmalıdır. Dünyanın her tarafında öğretmenler, toplumun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.” Bir millet kültür ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin sürekli sonuçlar vermesi, ancak kültür ordusunun varlığına bağlıdır. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun verimli sonuçları kaybolur.”

       Değerli öğretmen arkadaşlarım gerçek öğretmen Külli İrade sahibi olan Rabbimiz’dir. Bizlerde Allah’ın yeryüzündeki halifeleri yani temsilcileri olarak cüz’i irademizi kullanarak yapmakta olduğumuz mesleğimizi en verimli şekilde icra etmeliyiz. Bize emanet edilen çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini şekillendirirken ayrıntıları da önemsememiz gerektiğini asla ihmal etmemeliyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle son olarak Peygamberimiz(SAV)’in bir sözünü aktararak bitirmek istiyorum.

‘’ Ya öğrenen ol, ya da öğreten ol, asla üçüncüsü olma.’’

                                                               SAYGILARIMLA…….

 

 

ÇİFTLİK Mahallesi ATATÜRK Caddesi No 83 Kaymakamlık Binası 1. Kat ÇİFTLİKKÖY / YALOVA - 0 (226) 352 60 83 / 0 (226) 351 45 66

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.